En Yeni Postlar

Ernest Hemingway

Selamlar Armadillo, bu akşam sizler için renkli bir hayatı mercek altına aldık. Bu renkli hayatın sahibi Hemingway; fakat renkli dediğimize bakmayın macera dolu demek istiyoruz zira yaşamında paranoyaklıktan aşk acısına, karamsarlıktan savaş yarasına kadar birçok zorluğu yaşamıştır. O halde neyi bekliyoruz, Amerika'ya doğru uzanıp 1899 yılında Oak Park'ı ziyaret edelim, belki ileride bu toprakların edebiyatını çok ileri seviyeye çekebilecek birisi doğar🙄
..
Hemingway bilindiği gibi 20.Yüzyıl Amerikan edebiyatının en meşhur isimlerinden birisidir. Onun kelimelere yüklediği anlam ve vurguların yanı sıra yarattığı karakterlerin psikolojik tahlillerini çok ustaca bir şekilde okuyucuya yansıtması bu denli popüler olmasının nedenlerindendir. Tüm bunları nasıl yazdı sanıyorsunuz? Hepsinin bir hikayesi, bir yaşanmışlığı vardır. Hemingway tanık olduğu ve başrolünü oynadığı maceraları kaleme almakta oldukça mahirdir, gördüğünü yazmayı sever. Hissettiğini okuyucuya da hissetttirmek ister. Bu yüzdendir ki İtalya'da yaşadığı aşk acısını "Silahlara Veda" adlı eserinde işlemiş ve yine bu yüzdendir ki bir balıkçı teknesi aldıktan sonra "Yaşlı Adam ve Deniz"i yazar. Hemingway böyledir, İspanya İç Savaşı'na katılır ve "Çanlar Kimin İçin Çalıyor" diye sorar. Belki de en etkili hikayelerin gerçek hikayeler olduğu kanısındadır. Nobel Ödüllü İrlandalı oyun yazarı Bernard Shaw ne demişti hatırlayalım: "Ben şaka yaparken, gerçekleri söylerim; çünkü gerçekler dünyanın en gülünen şakalarıdır."
..
Varlıklı bir çocukluk geçiren Hemingway'in gençliği savaş yıllarına denk gelir fakat ateşli bir çocuk olduğu için bu onun için sorun olmaz. Görme bozukluğu yaşadığı için bizzat başvuru yaptığı askere alınmamış, Birinci Dünya Savaşı yıllarında ABD Kızılhaç Örgütü'nde cankurtaranlık yapmıştır. Şiddetli bir muharebe esnasında yakınında top patlamış ve ağır şekilde yaralanmıştır. Birçok ölüm, travma ve yaralanmalar görmüş bu onda küçük yaştan itibaren savaş karşıtı bir hava oluşturmuştur. Savaşın felaket olduğunun ve birkaç fötr şapkalı takım elbiseli dışında kimseye faydası olmadığını erken anlamıştır‼️Yaralandığı sırada İtalyan bir hemşire onunla ilgilenir, can derdinde olmasının bir önemi yoktur zira aşk her zaman zoru sevmiştir; insanoğlu imkansıza meyillidir. İçindekileri daha fazla saklayamaz ve hemşireye açılır fakat sonucu hüsran olmuştur, reddedilmiştir. Tüm bunlardan sonra yazdığı "Silahlara Veda" adlı kitapta hem bu aşktan hem de savaştan bahsetmiştir. Kendisi için her ikisi de kayıptır. Birisi bedenen onu çökertirken, diğeri ruhen içini yiyip bitirmektedir...
..
Gençlik yıllarında savaş vardı da orta yaşlara gelince ne değişmişti? Bu kez de İkinci Dünya Savaşı patlak vermişti. Dünya, Hemingway'e yazdırmak için silah kuşanmıştı. Bu cömertliğe karşı kayıtsız kalamayan Hemingway de "Çanlar Kimin İçin Çalıyor" kitabını yazmıştı. Okuyanlar hatırlamıştır, George Orwell biyografisinde de yazmıştık. Hemingway ve Orwell bu savaşta aynı cephede mücadele vermiş ve ikisi de bununla ilgili eserler vermiştir. Orwell'ın fikirlerini yansıttığı eser "Katalonya'ya Selam"dır. Bu sıralar Sovyet İstihbaratı KGB için ajanlık yaptığı iddia edilmektedir. Bu iddianın sahibi de Eski CIA ajanı Reynolds'tur. Oldukça derin ve merak uyandırıcı yorumlar olsa da çok fazla uzatmamak adına ayrıntısına inmeyeceğiz. Son olarak, sol cenaha yakın olduğu bilinmektedir Hemingway'in. Bunun en net kanıtı da Fidel Castro olan yakın ilişkisidir; ikilinin fotoğrafları oldukça meşhurdur.
..
Savaşlardan bahsettik ama atlamak istemediğimiz ve kronolojik olarak geçtiğimiz noktalara geri dönelim istedik. Mesela Hemingway'in 1922 yılında ülkemizde savaş muhabirliği yaptığını ve Kurtuluş Savaşı'na tanıklık ettiğini biliyor muydunuz❓Bu büyük yazar başka bir büyük yazar ile yakın arkadaştır. O da İrlanda'nın yüz akı James Joyce'tur. Ek olarak evlilik hayatından da söz etmemiz gerek çünkü İtalya'daki aşkından bahsederken onu büyük bir aşk adamı sanmış olabilirsiniz fakat kendisi dört evlilik yapmıştır. Bu hareketli yaşamı düşüşler de yaşar tabii. 1931 yılında babası intihar edince büyük bir depresyon dönemi yaşar. Tarihler 1935 yılına geldiğinde başka bir kitabını oluşturacak Afrika seyahatine çıkar. "Afrika'nın Yeşil Tepeleri"ni yazmıştır bu seyahat sonunda. Orwell'da Burma'ya gittiğinde "Burma Günleri"ni yazmıştı hatırlarsanız. Yazmak böyle bir şey olsa gerek, geldi mi tutamazsınız.
..
Ve sözcükleri döve döve satırlara yerleştirdiği o kitabına gelelim. Tahmin ettiniz biliyorum. Kelimelerin gücünü sergilediği "Yaşlı Adam ve Deniz"den bahsediyorum. 1952 yılında yazdığı bu eser ona Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandıran bu yapıtı edebiyat çevresince de oldukça takdir görmüş ve hem verdiği dersler hem ruh tahlilleri hem de seçilen kelimelerin niteliği sebebiyle bolca alkış toplamıştır. Nobel yeterli miydi? Hayır. Pulitzer Ödülü'nü de cebine koyan Hemingway yavaş yavaş sancılı süreçlere yaklaşıyordu. İçindeki şüphe sonunu hazırlıyor, ölümü kendisine çekiyordu. Ölüm gelmeyince, o gitti aldı.
..
1955'ten sonra alkol tüketimi artar, bedenen ve ruhen çöküş dönemine girer. Küba Devrimi'nden sonra sık sık orayı ziyaret eder. Neden paranoyaklaştığına gelirsek, kendisini FBI'ın takip ettiğini düşünüyordu. Psikolojik tedavi alsa da işe yaramıyor ve içindeki ürperti onu bitiriyor, adeta etlerini yırtarak yaşamına müdahale ediyordu. 1961 yılında bir tedaviden sonra eve geldi. Köşede duran av silahına bakarak anılarını gözden geçirdi, silahı eline aldı ve av olmaya karar verdi. Tetiği çektikten sonra FBI'dan şüphelenmiyordu artık. Ölüm tüm şüphesini alırken geriye bir şey de bırakmıyordu. Tıpkı Stefan Zweig gibi o da intiharı tercih etmişti.
..
"Her insanın hayatı aynı şekilde sona erer. Bir insanı diğerinden ayırt eden, nasıl yaşadığı ve nasıl öldüğünün ayrıntılarıdır.”

Hiç yorum yok