En Yeni Postlar

Mileva Maric

Tarihler 1875 yılını gösterirken 43 yıl sonra yıkılacak olan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu bilim dünyasında taşları yerinden oynatacak olan Mileva’ya ev sahipliği yapıyordu. Fakat yaşam her zaman cömert olmuyordu; Mileva sağ bacağında bir sakatlık ile doğmuştu. Pozitif bilimlere meraklı bir çocukluk geçirdi, yetenekliydi de fakat dönemin en iyi okulu yalnızca erkeklere hizmet veriyordu. Marie Curie biyografisinde de belirttiğimiz gibi ataerkil zihniyet kız çocuklarının gelişimini engelliyordu, Mileva da bundan nasibini aldı fakat bu eskimiş kadın karşıtları karşısında ezilmesine izin vermek istemeyen babası özel izinle onu bu okula kaydettirdi. Liseyi başarıyla bitirip günümüzdeki en iyi üniversitelerden olan ETH Zurich’e başladı. Zurich Politeknik olarak da bilinen bu okulda hepinizin çok yakından tanıdığı bir sima daha vardı: Albert Einstein‼️ Mileva kendi halinde çalışkan bir tipken, Einstein zeki, asi ve başına buyruktu. Maddenin doğası gereği midir yoksa aşkın tanımlanamayan etkileşimi yüzündendir mi bilinmez birbirleriyle yakınlaşmışlardı. Hem de hepimizin bildiği bir metotla: Albert, Mileva’dan not istemiştir! Mileva aşkın büyüsüne kapılıp amaçlarını unutmaktan korktu ve Einstein’dan uzaklaşarak Heidelber Üniversitesi’ne nakil yaptırdı. Fakat aşk ağlarını bir kere örmüşse buluşmak kaçınılmazdı, orada kadın olması dolayısıyla diploma alamayınca Zurich’e geri döndü. Einstein ona aşkın ve çalışmanın birlikte olabileceğini anlattı ve ikna etti. Her şey iyi başlamıştı fakat daha sonra Mileva hamile kaldı ve bu yüzden üniversiteden uzaklaştırıldı. İlk silleyi yemişti. Bu sırada final diploması sınavı yapıldı ve ikinci silleyi burada tattı: Mileva kalırken, Einstein geçmişti. Evlilikte tadabileceği en korkunç acıyı tatmıştı; 2 yaşındaki kızları Lieserl hayata veda etmişti. Dramatik olay ikiliyi bir araya getirdi ve Mileva’nın babasının baskısıyla Einstein memur oldu ve 1903 yılında evlendiler. Mileva tekrar hamile kaldı ve Hans Albert dünyaya geldi, Einstein çalışırken Mileva çocuğa bakıyordu. Laboratuvarda sabahlama hayali ile büyüyen Mileva çocuk emzirmekten fiziğe bakamıyordu. Sizin tüm planlarınıza karşılık hayatından da bir planı vardır burada önemli nokta hanginizin daha ısrarcı olacağıdır. 1905 yılı Einstein’ın kariyerinde “mucize yıl” olarak da bilinir. Bu yıl yayınladığı 4 makale, ileride tüm fiziği neredeyse baştan yaramıştır. Sırasıyla “Foto Elektrik Efekti”, “Brownian Motion”, “Özel Görelilik Teorisi” ve “E=mc2”dir. İlk makalesi ile 1921’de Nobel Ödülü’nü almayı başarmıştır. Bu makalenin tüm fikirleri ve matematiksel ispatlarında Mileva’nın doğrudan katkısı bulunuyordu ama Einstein büyük bir bencillikle hiçbir zaman ona atıfta bulunmamıştı. Yakın çevreleri bu durumun nedenini sorduğunda Mileva ile biz “Ein-Stein” yani “Bir taşız”, ikimiz biriz zaten diyordu.
Nobel Ödülü alınan makaleden sonra Einsteinler Zurich Üniversitesi’nde öğretim üyesi oldular. Çeşitli Avrupa ülkelerini gezdikten sonra Einstein Zurich Üniversitesi’nde profesör oldu ve İsviçre’ye geri döndüler. Mileva ev işlerinden, taşınmaktan ve bilimden geri kalmaktan sıkılmıştı üstelik Einstein’ın onu görmezden gelip umursamaması sinirlerini iyice bozuyordu. Neden böyle oldu dersiniz? Yeni bir aşka yelken açan Einstein teyzesinin kızı Elsa ile görüşmeye başlamış, bahaneler uydurarak Berlin’e gitmeye başlamıştı. Dönemin ünlü fizikçileri Max Planck ve Walther Nernst de Einstein’ı yanlarında görmek istemeleri üzerine Einstein Mileva’ya sormadan kabul etti. Bu arada belirtelim Planck ve Nernst Berlin’deydi. Elsa’yı her gün görecek olması da şüphesiz onu heyecanlandırmıştı. Mileva her ne kadar istemese de Einstein’ın nazarında bunun bir önemi yoktu. Elsa ile yakınlaştıkça Mileva’yı unutuyordu. Bir tarafa bağlanırken diğer taraftan kopuyordu. Einstein dayanamadı ve boşanmak istedi fakat Mileva çocuklarının babasız büyümesini istemiyordu. Einstein aşağılık bir davranış sergileyerek boşanmayacaksa bir sözleşme imzalamasını mecbur kıldı. Sözleşmenin içeriği gerçekten akıl alır gibi değildi. Einstein ne zaman isterse Mileva’nın konuşmayı kesmesini, çalışma odasını ve evi temiz tutup üç öğün sıcak yemeğini hazırlamasını, ondan hiçbir fiziksel yakınlık beklememesini ve bu durumdan şikâyet etmemesi sadece maddelerden bazılarıydı. Çocuklarını düşündüğü için bir dönem sabretti fakat sabrın da bir sonu vardı ve nihayet çocuklarını da alarak Zurich’e geri döndü. Mileva, Einstein’dan 5 yıl ayrı yaşayıp 1919 yılında boşandı. Onun tek bir talebi oldu: Günün birinde eğer Einstein Nobel’i kazanırsa, ödül parasını Mileva’ya verecekti. Einstein bunu kabul etmesine rağmen, 1921 yılında Nobel’i kazanınca, Mileva’ya parasını hemen ödemedi. Bu paranın 2 oğullarının hakkı olduğunu belirtti. O güne dek hep geri planda kalmayı tercih eden Mileva ise, parayı kendisine vermesini, yoksa tüm çalışmalarını beraber yaptıklarını söylemekle Albert’i tehdit etti. Albert ona cevaben yazdığı mektupta şunları söyledi: “Yazdıklarınla beni güldürdün. Hakkında konuştuğun adam bu kadar başarılı olmuşken, kimse senin söylediklerine ilgi gösterir mi sanıyorsun? Eğer bir insan önemsiz ise, kimseye bir şey söylemeden, sessizce kalması gerekir. Sana da bunu tavsiye ederim.” Mektubu yazmak için kalemi eline alan Einstein insanlığını bırakmıştı. Nitekim Mileva’da sessiz kalmıştır. Fakat bir süre sonra Albert Mileva’ya bu parayı vermiştir. Mileva bu parayla 3 apartman dairesi almıştır, birinde kendileri otururken diğer ikisini kiraya vermiş ve gelen kira paralarıyla birlikte verdiği özel derslerden gelen parayla geçimini sağlamıştır. Ta ki 1930 yılında Edduard’a şizofren tanısı konulana dek. Bu tanıdan sonra o zamanlarda şizofrenlik için gereken tedavi paraları çok fazla olduğunda masrafları karşılayabilmek için Mileva iki daireyi satmak zorunda kalmıştır. Aramızdan ayrıldığı 1948 tarihine kadar fakirlik içinde kalan hayatını sürdürmüştür. Mileva bilim dünyasında kadınların istenmediği bu devirde, erkeklerin doğuştan kazandığı saygınlığa ulaşabilmek için hafif topalladığı ve Sırp olduğu için çok çalışması gerektiğini biliyordu ve tek hayali bu saygınlığa ulaşmaktı. Kaderi yolundan çevirmek sizin inancınız ve azminiz ile gerçekleşecektir. Gücünüzün azaldığını, ümidiniz, tükendiğini ve umutsuz kaldığınızı hissederseniz tarihin tozlu sayfalarını karıştırın. Orada Mileva gibi karakterle karşılaşacak, onların mücadelesine tanık olacak ve ihtiyacınız olan gücü yeniden elde edeceksiniz. Tarih her şeye rağmen ayakta kalanları yazar, pes edenler kayaların üzerinde tozlar gibi uçup gidecek ve insanoğlunun uzun serüveni boyunca kimse tarafından hatırlanmayacaklardır. Hafızalara kazınacak hayatlar yaşamanız dileğiyle.😊

Hiç yorum yok