Korku
📎Stefan Zweig - Korku
📖Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
📜80 Sayfa
➡️Roman
📊Tavsiye Oranı : 8.8/ 10
📝 "Korku cezadan daha berbattır, çünkü ceza bellidir, ağır veya hafif; bilinmeyene, sınırlandırılmışa kıyasla ceza, daha az ürkütür. Cezasının ne olduğunu anlayınca kız rahatladı. Ağlaması seni şaşırtmasın: Gözyaşları şimdi dışarıya akıyor, daha önce içeride birikip kalmıştır. İçerdeki gözyaşları dışarı akandan daha fenadır."
Kendi yarattığı evreninde sözcüklerle dans edip bizi de bu evrene sık sık misafir eden edebiyat dehası Zweig'in eşşiz bir öyküsü bugün sizlerle. Korkunun ne denli etkili bir his olduğu konusunda hepimiz hemfikir miyiz? Küçükken bizi yorganın altına hapseden bu korku yıllar geçtikçe farklı ve daha ciddi olaylarla kendisini hatırlatmaya devam etmektedir. Sahi, neyden korkar insan? Kaybetmekten mi? Kaybolmaktan mı veya daha doğru bir tabirle yok olmaktan mı? Ölüm korkutur insanı. Çünkü bilinmezdir, ötesini görme şansımız yoktur. Bir korku daha vardır, bu ölümden daha sık tedirgin eder bizi. Bir yalanın içinde yaşayanların, gizlemesi gereken utançlarının olduğu kişilerde kendini gösterir: Gerçekler. Gerçeklerden korkar insanoğlu, ya bir gün gerçekler ortaya çıkarsa diye telaş içinde uykuya dalar gecenin bir yarısı. Bu kitap da Bayan Irene'nin korkusunu okuyucuya anlatarak "bir insan nasıl çıkmaza girer?" sorusunu yanıtlıyor. Gündelik yaşamına devam etmeye çalışan Irene etrafındaki delici ve sorgulayıcı bakışlara karşı verdiği içsel mücadelesini kazanacak mı? Zweig'in olayı okura yansıtış biçimi sizi Irene'nin yakın bir dostu yapacak ve suçlu bir kadın için çelişkili duygular hissedeceksiniz. Sevgiye ve sadakate olan inancınız artacak. Bir insanın iç dünyası nasıl sayfalara dökülür onu görecek, belki kendi hislerinizle karşılaşacaksınız. Ve belki de, bağışlanmayı hiç hak etmeyen birisi için üzülecek veya daha kuvvetli bir ihtimalle ona acıyacaksınız. Korku, her insanın kendi iç dünyasından bir şeyler bulduğu nadide bir psikolijk tahlil öyküsü, Irene'nin kendi iç sesiyle bir münakaşası. Paulo Coelho'nun güzel bir çıkarımı vardı, ne demişti: “Korkularınızı vermeyin. Yaparsanız, kalbinizle konuşamazsınız.”
📖Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
📜80 Sayfa
➡️Roman
📊Tavsiye Oranı : 8.8/ 10
📝 "Korku cezadan daha berbattır, çünkü ceza bellidir, ağır veya hafif; bilinmeyene, sınırlandırılmışa kıyasla ceza, daha az ürkütür. Cezasının ne olduğunu anlayınca kız rahatladı. Ağlaması seni şaşırtmasın: Gözyaşları şimdi dışarıya akıyor, daha önce içeride birikip kalmıştır. İçerdeki gözyaşları dışarı akandan daha fenadır."
Kendi yarattığı evreninde sözcüklerle dans edip bizi de bu evrene sık sık misafir eden edebiyat dehası Zweig'in eşşiz bir öyküsü bugün sizlerle. Korkunun ne denli etkili bir his olduğu konusunda hepimiz hemfikir miyiz? Küçükken bizi yorganın altına hapseden bu korku yıllar geçtikçe farklı ve daha ciddi olaylarla kendisini hatırlatmaya devam etmektedir. Sahi, neyden korkar insan? Kaybetmekten mi? Kaybolmaktan mı veya daha doğru bir tabirle yok olmaktan mı? Ölüm korkutur insanı. Çünkü bilinmezdir, ötesini görme şansımız yoktur. Bir korku daha vardır, bu ölümden daha sık tedirgin eder bizi. Bir yalanın içinde yaşayanların, gizlemesi gereken utançlarının olduğu kişilerde kendini gösterir: Gerçekler. Gerçeklerden korkar insanoğlu, ya bir gün gerçekler ortaya çıkarsa diye telaş içinde uykuya dalar gecenin bir yarısı. Bu kitap da Bayan Irene'nin korkusunu okuyucuya anlatarak "bir insan nasıl çıkmaza girer?" sorusunu yanıtlıyor. Gündelik yaşamına devam etmeye çalışan Irene etrafındaki delici ve sorgulayıcı bakışlara karşı verdiği içsel mücadelesini kazanacak mı? Zweig'in olayı okura yansıtış biçimi sizi Irene'nin yakın bir dostu yapacak ve suçlu bir kadın için çelişkili duygular hissedeceksiniz. Sevgiye ve sadakate olan inancınız artacak. Bir insanın iç dünyası nasıl sayfalara dökülür onu görecek, belki kendi hislerinizle karşılaşacaksınız. Ve belki de, bağışlanmayı hiç hak etmeyen birisi için üzülecek veya daha kuvvetli bir ihtimalle ona acıyacaksınız. Korku, her insanın kendi iç dünyasından bir şeyler bulduğu nadide bir psikolijk tahlil öyküsü, Irene'nin kendi iç sesiyle bir münakaşası. Paulo Coelho'nun güzel bir çıkarımı vardı, ne demişti: “Korkularınızı vermeyin. Yaparsanız, kalbinizle konuşamazsınız.”
Hiç yorum yok