Amak-ı Hayal
📎 Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi - Amak-ı Hayal
📖 Kaknüs Yayınları
📜 192 Sayfa
➡ Edebiyat/ Doğu Klasiği
📊 Tavsiye Oranı: 8.7/ 10
📝 Sevgili Armadillo Ailesi hazırlanın! Bugün sizi “hayalin derinliklerine doğru yolculuğa çıkaracak” bir kitap ile tanıştıracağız. Batı Klasiklerini okumaya o denli alıştık ki asıl cevherin kaynağı olan Doğu’nun tadını damağımızda hissetmekten mahrum kaldık. “Işığın Doğudan Geldiğini” unuttuk. Filibeli Ahmed Hilmi vahdet-i vücud kavramına sıkı sıkıya bağlı olarak muazzam bir tasavvuf kitabı yazıyor. Hikayemizin ana kahramanı tecessüs dört bir yanını sarmış olan ve aklındaki şüpheleri yok etmek için büyük bir ateşle bilgiye ulaşmaya çalışan genç Raci. Elbet her ateşin söneceği bir zaman vardır ya, bizim Raci de bir gün mezarlıkta Aynalı Dede ile karşılaşıyor. Aynalı Dede kendi halinde, yırtık elbiselerle kulübesinde yaşayan bir meczuptur. Sakın bu adamı deli sanmayasınız, ne demiş eskiler: “Akıl insanı terk ederse deli, insan aklı terk ederse meczup olur.” Bu söz kadar derin olan Aynalı Dede, Raci ile beraber sizleri çok daha derin olan hikayelerin içerisine sürükleyecek. Yeri geldiğinde Buda’yı anıp yeri geldiğinde Zerdüşt’e kulak vermiş şekilde bulursanız kendinizi şaşırmayın, birçok fikre kulak vermeyi ihmal etmemiş Ahmed Hilmi. Aynalı Dede neye üflerken Raci hayallere dalacak, siz ise düşüncelerinizle baş edebilmek adına çetin mücadeleler vereceksiniz. Arayış içinde misiniz? Değilseniz vakit geç olmadan aramaya, sorgulamaya başlayın. İnsanlar aramakla bulamazlar fakat bulanlar yalnızca arayanlardır. Filibeli’nin kitaba başlarken yazdığı cümlelerle biz de sizlere veda edelim: “Bu kitabı, gerçeği arama kaygısı taşıyan yürekler, hayatın sonuyla ilgili konuları seven insanlar zevkle okuyabilirler. Bir asırdır bu memleket ve millet çok Raci’ler yetiştirdi ve daha birçokları yetişecektir.”
📖 Kaknüs Yayınları
📜 192 Sayfa
➡ Edebiyat/ Doğu Klasiği
📊 Tavsiye Oranı: 8.7/ 10
📝 Sevgili Armadillo Ailesi hazırlanın! Bugün sizi “hayalin derinliklerine doğru yolculuğa çıkaracak” bir kitap ile tanıştıracağız. Batı Klasiklerini okumaya o denli alıştık ki asıl cevherin kaynağı olan Doğu’nun tadını damağımızda hissetmekten mahrum kaldık. “Işığın Doğudan Geldiğini” unuttuk. Filibeli Ahmed Hilmi vahdet-i vücud kavramına sıkı sıkıya bağlı olarak muazzam bir tasavvuf kitabı yazıyor. Hikayemizin ana kahramanı tecessüs dört bir yanını sarmış olan ve aklındaki şüpheleri yok etmek için büyük bir ateşle bilgiye ulaşmaya çalışan genç Raci. Elbet her ateşin söneceği bir zaman vardır ya, bizim Raci de bir gün mezarlıkta Aynalı Dede ile karşılaşıyor. Aynalı Dede kendi halinde, yırtık elbiselerle kulübesinde yaşayan bir meczuptur. Sakın bu adamı deli sanmayasınız, ne demiş eskiler: “Akıl insanı terk ederse deli, insan aklı terk ederse meczup olur.” Bu söz kadar derin olan Aynalı Dede, Raci ile beraber sizleri çok daha derin olan hikayelerin içerisine sürükleyecek. Yeri geldiğinde Buda’yı anıp yeri geldiğinde Zerdüşt’e kulak vermiş şekilde bulursanız kendinizi şaşırmayın, birçok fikre kulak vermeyi ihmal etmemiş Ahmed Hilmi. Aynalı Dede neye üflerken Raci hayallere dalacak, siz ise düşüncelerinizle baş edebilmek adına çetin mücadeleler vereceksiniz. Arayış içinde misiniz? Değilseniz vakit geç olmadan aramaya, sorgulamaya başlayın. İnsanlar aramakla bulamazlar fakat bulanlar yalnızca arayanlardır. Filibeli’nin kitaba başlarken yazdığı cümlelerle biz de sizlere veda edelim: “Bu kitabı, gerçeği arama kaygısı taşıyan yürekler, hayatın sonuyla ilgili konuları seven insanlar zevkle okuyabilirler. Bir asırdır bu memleket ve millet çok Raci’ler yetiştirdi ve daha birçokları yetişecektir.”
Hiç yorum yok