Aklından Bir Sayı Tut
📎John Verdon - Aklından Bir Sayı Tut
📖Koridor Yayıncılık
📜 480 Sayfa
➡️ Roman
📊Tavsiye Oranı : 8.9/ 10
📝 Dedektiflik konusu gerek beyaz perdede gerekse kitaplarda modası hiçbir zaman geçmeyen kült temalardan birisidir. Bundan dolayıdır ki, insanlar 1887 yılından bu yana Sir Arthur'un yarattığı Sherlock Holmes ile sokak sokak gezerken, 1916'dan beri Agatha Christie'nin kurguladığı karakter olan Hercule Poirot ile birlikte ise katili arıyor. John Verdon da şüphesiz girdiği mecrada ne denli güçlü karakterler olduğunu ve yitip giden binlerce polisiye yazarlarından biri olmaması için farklı bir şeyler yapması gerektiğini biliyordu. Onun yarattığı karakter olan ve bu romanda bizi ufkumuzun yetmediği çizgilerin ardına geçirecek olan dedektif Dave Gurney'dir. İnatçıdır zira emekli olmasına rağmen kendini davalara adamaktan ve geceleri fikri dünyasında katili alt etmenin yollarını düşünmekten alıkoyamaz. İncelemesini yaptığımız bu romanda ise Gurney arkadaşının yardım istemesi sonucu ucu bucağı olmayan olaylar silsilesinin içerisinde bulur kendisini. Arkadaşı "... Posta kutusuna gelen bir mektupta aklından bir sayı tutmasını istediğini ve tuttuğu sayının zarfın içerisindeki bir diğer zarfta yazdığını gördüğünü..." söyler. Katil, kurbanlarına karşı korku yayarak henüz başlamamış bir savaşta avantajlı konumda olmayı ilke edinmiştir ve her cinayet sonrası olay mahaline belli mesajlar bırakarak bu kedi fare oyununda kedinin kendisi olduğu mesajını vermeye çalışmıştır. Her fırsatta polislerden nefret ettiğini belirtmesi nadir bilgilerden birisidir fakat yakalanması için yetecek midir? Gurney neden "Herkes polis olmamalı” diyecektir? Satırlar arasında sürüklenirken ve bir diğer sayfaya geçmek için gözlerinizin beyninizle olan koordinasyonunu hızlandırmaya çalışırken sorgulayacaksınız, hayır somut şeyleri değil maneviyatı, insanlığı düşüneceksiniz. Çünkü şu satırları okuyor olacaksınız : " Kargalar, içlerinden birinin yalnız ölmesine asla müsaade etmezdi. Bir karga ölüyorsa, diğerleri gelip onun yanında durur ve onu yalnız bırakmazdı."
Ya biz insanlar?
İnsanlığımızı bırakıp gideli çok mu oldu? Kendi dünyamızda kendimizi yalnız bıraktığımızı ne zaman anlayacağız sizce?
📖Koridor Yayıncılık
📜 480 Sayfa
➡️ Roman
📊Tavsiye Oranı : 8.9/ 10
📝 Dedektiflik konusu gerek beyaz perdede gerekse kitaplarda modası hiçbir zaman geçmeyen kült temalardan birisidir. Bundan dolayıdır ki, insanlar 1887 yılından bu yana Sir Arthur'un yarattığı Sherlock Holmes ile sokak sokak gezerken, 1916'dan beri Agatha Christie'nin kurguladığı karakter olan Hercule Poirot ile birlikte ise katili arıyor. John Verdon da şüphesiz girdiği mecrada ne denli güçlü karakterler olduğunu ve yitip giden binlerce polisiye yazarlarından biri olmaması için farklı bir şeyler yapması gerektiğini biliyordu. Onun yarattığı karakter olan ve bu romanda bizi ufkumuzun yetmediği çizgilerin ardına geçirecek olan dedektif Dave Gurney'dir. İnatçıdır zira emekli olmasına rağmen kendini davalara adamaktan ve geceleri fikri dünyasında katili alt etmenin yollarını düşünmekten alıkoyamaz. İncelemesini yaptığımız bu romanda ise Gurney arkadaşının yardım istemesi sonucu ucu bucağı olmayan olaylar silsilesinin içerisinde bulur kendisini. Arkadaşı "... Posta kutusuna gelen bir mektupta aklından bir sayı tutmasını istediğini ve tuttuğu sayının zarfın içerisindeki bir diğer zarfta yazdığını gördüğünü..." söyler. Katil, kurbanlarına karşı korku yayarak henüz başlamamış bir savaşta avantajlı konumda olmayı ilke edinmiştir ve her cinayet sonrası olay mahaline belli mesajlar bırakarak bu kedi fare oyununda kedinin kendisi olduğu mesajını vermeye çalışmıştır. Her fırsatta polislerden nefret ettiğini belirtmesi nadir bilgilerden birisidir fakat yakalanması için yetecek midir? Gurney neden "Herkes polis olmamalı” diyecektir? Satırlar arasında sürüklenirken ve bir diğer sayfaya geçmek için gözlerinizin beyninizle olan koordinasyonunu hızlandırmaya çalışırken sorgulayacaksınız, hayır somut şeyleri değil maneviyatı, insanlığı düşüneceksiniz. Çünkü şu satırları okuyor olacaksınız : " Kargalar, içlerinden birinin yalnız ölmesine asla müsaade etmezdi. Bir karga ölüyorsa, diğerleri gelip onun yanında durur ve onu yalnız bırakmazdı."
Ya biz insanlar?
İnsanlığımızı bırakıp gideli çok mu oldu? Kendi dünyamızda kendimizi yalnız bıraktığımızı ne zaman anlayacağız sizce?
Hiç yorum yok